Doğru Lastik Rodajı Nasıl Yapılmalı?
Özgürce sürmeye her gün bir adım daha yaklaşıyoruz. Havalar ısınıyor, ağaçlar göğe doğru avuç açıyor, kuşlar cıvıldıyor ve motosikletlerimiz bize çoktan göz kırpmaya başladı bile. Bakımlarımızı yaptırdık, lastiklerimiz yeniledik, rota planlarımızı oluşturduk. Neredeyse hazırız! Peki lastiklerimiz hazır mı?
Yeni maceralara atılırken motosikletimizi yola, bizi de hayata bağlayan en önemli unsur şüphesiz ki lastiklerimiz. Tavsiye edilen maksimum kullanım ömrüne en güvenli şekilde ulaşabilmek için atacağımız ilk adım doğru lastik rodajı. Lastik rodajı ile alakalı olması gerekenleri çok fazla teknik detay içerisinde boğulmadan kolay bir dille sizlere aktaracağım.
“Hayırlı olsun ilk 100 – 200 km sakin sürün”
Genelde yeni ciciler takıldıktan hemen sonra ustanın ağzından duyduğumuz ilk şey lastiklerin balmumu kaplı olduğudur. Bu yanlış. Lastiklerimiz balmumu ile kaplı değildir. Lastiğin Raf ömrünü uzatmak, transportasyon süreci ve uygun olmayan saklama koşullarında alması muhtemel hasarları minimuma indirmek için, sentetik kauçuk bileşenlerin kimyasal yapısını korumak amacıyla üretim aşamasında lastik hamurunun içerisine petrol bazlı yağlar katılır.
Bizler de sürüş esnasında lastiği ısıtarak bu yağları kauçuğun düzgün bir şekilde kusmasını sağlamaya hem de pürüzsüz olan lastik yüzeyini asfaltın zımpara etkisiyle daha pütürlü hale getirmeye ve bu süreçte statik sürtünme riskini azaltmak için uğraşırız.
Peki bu ilk bir kaç yüz kilometreyi tamamlarken uygulamamız gereken en doğru sürüş nasıl olmalıdır?
Dikkat etmemiz gereken en önemli detay lastik hava basıncı! Motosikletimizin kullanıcı kitapçığında yazan değerlerde olduğumuzdan emin olmalıyız. Zira hızlı ve dengesiz aşınma, lastik temas yüzeyinde mikro çatlak oluşması ve daha ciddi hasarların temel unsuru fazla ya da az hava basıncıdır. Çok daha detaylı değerlendirilmesi gereken bu konuya daha sonraki yazılarımda değineceğimi hatırlatıyor ve uygun hava basıncıyla yola çıktığımızı varsayarak devam ediyorum.
Gelelim rodaj sürüşüne!
İlk 30 kilometre boyunca sert açılı virajlar, ani hızlanma ve frenajlardan kaçınarak temiz bir asfalt üzerinde sürüşümüzü gerçekleştiriyoruz ve ilk aşamayı tamamlıyoruz. Isınan lastiklerimizin soğuması için güneş almayan gölgeli bir ortamda 20 dakika dinlendikten sonra tekrar yola çıkıp sürüş dinamiklerimizi kademeli olarak yükselterek bir 30 kilometre daha yapıyoruz.
Bu süreci 1 kez daha tekrarlıyoruz ve ilk 90 kilometremizi tamamlamış oluyoruz. Son aşamada sürüş becerilerimiz ve yolun limitlerine yaklaşan sportif bir sürüş tarziyla 30-50 kilometre arası bir sürüş daha gerçekleştiriyoruz. Böylelikle kademeli olarak ısınıp soğuyan lastiklerimiz petrol bazlı geçici koruyucu yağlardan kurtulmuş ve maceraya hazır hale gelmiş oluyor.
Hatırlatmak gerekir ki kullandığınız lastiğin bileşen çeşidi ve kullanım alanı bu süreci daha uzun periyodlara ve kilometrelere yaymanızı gerektirebilir. Keza bu süreci bir gün içerisinde tamamlamak gibi bir zorunluluğunuz yok. Zamana yayabilirsiniz.
Tüm motosiklet dostlarına zevkli sürüşler dileklerimle.